5 Mayıs 2010 Çarşamba

Beden ← ------ → Mekan

Küratörler: Ebru Nalan Sülün- Fırat Arapoğlu


14-21 Mayıs 2010 tarihleri arasında Antalya, Akdeniz Üniversitesi Olbia Sanat Galerisi’nde Ebru Nalan Sülün ve Fırat Arapoğlu küratörlüğünde “Beden-Mekan” başlıklı sergi sanatseverlerle buluşacak. Sergiye video ve yerleştirmeleri ile Fuat Akdenizli, Işık Aslıhan, Yeni Anıt, Elif Çelebi, Didem Dayı Tirek, Handan Dayı, İnsel İnal, Gaye İnal Yazıcıtunç, Hülya Özdemir, Arzu Parten, Hande Rastgeldi, Çağrı Saray, Zeynep Rüçhan Şahinoğlu, Kemal Tizgöl, Gül Yasa ve Nevin Yavuz katılıyor. Sanatçılar, “Beden-Mekan” kavramları arasındaki karşılıklı ilişkiyi sorgularken, “Yaşamlar bedenler aracılığı ile biçimleşen bir güç ilişkileridir” diyen Gilles Deleuze’ün izini sürüyorlar. Sergiyse bunu, soykütüksel bir fenomen olarak, her bir sanatçının göstergeleri ve okunması gereken semiolojik unsurları izleyenlere sunarak gerçekleştirebileceğini varsayıyor. Sülün & Arapoğlu bu konuyu, “Deleuze’ün sorgulamalarında iki kilit kavram karşımıza çıkar: Beden ve Bilinç. Güçlerin çatıştığı bir ortamda, gerçekliğin hiçbir niceliği kalmaz. Çünkü zaten gerçeklik, gücün niceliği olarak tespit edilir. Böylece şu ileri sürülebilir: Beden ve Bilinç arasındaki gerilimin niceliği dışında, başka bir gerçeklik yoktur” diyerek, sorunsallaştırıyorlar. Bu bağlamda Deleuzesel bir yorumla sergide; organsız bedene dair okumalar yapmak ve minör yaklaşımlarla kaçış çizgileri yaratmak amaç ediniliyor. Sergide; beden, kimlik, mekan, zaman, çevrenin önemi ve tüm bunların tam ortasında duran bireyin uzamsal boyutu üzerine şekillenen kavram bilmecesi, çok yönlü ve çok sözlü bir cepheden çözülmeye çalışılıyor.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Beden – Mekan / Bedenim Mekanımdır…

Nietzsche felsefesinin izlerini süren Deleuze,tüm yaşamın bedenler aracılığı ile biçimleşen bir güç ilişkileri olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, soykütüksel her bir fenomen de, birer gösterge, birer semptom olarak ele alınır; böylece felsefe de bir semioloji/semptomoloji olarak okunur.

Deleuze’ün bu sorgulamalarında iki kilit kavram karşımıza çıkar: Beden ve Bilinç. Güçlerin çatıştığı bir ortamda, gerçekliğin hiçbir niceliği kalmaz. Çünkü zaten gerçeklik gücün niceliği olarak tespit edilmiştir. Böylece şu ileri sürülebilir: Beden ve Bilinç arasındaki gerilimin niceliği dışında, başka bir gerçeklik yoktur.

Tekil açıdan beden, çoklu bir tekilliktir ve bizce; Deleuze’sel bir yorumla organsız bir beden, uzam-zaman dışı bir süre, sürekli oluşlarda biçimlenen ama kavramsallaştırılmadan kaçınan bir düşünce olanağı yaratmak amaçlanmalıdır. Diğer bir deyişle, minör yaklaşımlar ile kaçış çizgileri yaratmak…Çünkü bu bağlamda kaçınabildiğimiz ölçüde bir yenilik yaratılabilecektir.

Spinozism’de tanrısal uzam, bu uzamdan zihne açılan yollar tutkulara uzanır. Bu tutkular öylesine tutkulardır ki insanoğlunun köleliğe uzanmasına bile neden olur. Bireyin içerisinde bulunduğu kölelik hali zamanla sınırlarını kırmak ister. Öyle ki insanoğlu uzamsal boyutta zamansızlığa uzanmak ister.

Sorunumuz; Beden, kimlik, mekan, zaman, çevrenin önemi ve tüm bunların tam ortasında duran bireyin uzamsal boyutu üzerine bir kavram bilmecesi…


Ebru Nalan SÜLÜN & Fırat ARAPOĞLU

----------------------------------------------------------



Eş küratörler:

Ebru Nalan Sülün- Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölümü
Fırat ARAPOĞLU- Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü


Sanatçılar:

• Fuat AKDENİZLİ

• Gül YASA ASLIHAN

• Işık ASLIHAN

• Nevin YAVUZ AZERİ

• Elif ÇELEBİ

• Handan DAYI

• İnsel İnal

• Hülya Özdemir

• Arzu Parten

• Hande RASTGELDİ

• Çağrı Saray

• Ferhat Kamil SATICI

• Zeynep Rüçhan Şahinoğlu

• Didem Dayı Tirek

• Kemal Tizgöl

• Gaye İnal Yazıcıtunç

----------------------------------------------------------


İletişim:

beden.mekan@gmail.com

http://bedenmekan.blogspot.com/

http://groups.google.com/group/beden-mekan